Peroneal Sinir Sıkışması (Düşük Ayak)
Peroneal sinirin sıkışması, peroneal sinirin diz dış yan tarafındaki bölgede bası altında kalmasıyla oluşur. Peroneal sinir omurilikten çıkıp kalçanın arkasından ayağa doğru ilerleyen siyatik sinirden dizin arkasında ayrılan büyük ve önemli bir sinirdir. Sıkışma, sinir diz dış yan tarafında ayağa doğru ilerlerken yumuşak dokular arasında ya da bu bölgeye alınan bir darbeyle yumuşak dokular ile kemik arasında oluşur ve bir dizi belirti ve bulgu ortaya çıkar. Bu bölgede oluşmuş olan tümör veya kistlere bağlı olarak ya da fibula kemiğinin kırılması sonucunda da peroneal sinir sıkışması gelişebilse de, hastaların büyük çoğunluğunda belirgin bir neden saptanamaz. Ancak diyabetik (şeker) hastalarda görülme sıklığı fazladır. Diyabetik hastalarda diyabetik polinöropati denilen ve tüm vücudu tutan, hem ellerde hem de bacaklar ve ayaklarda uyuşma, yanma, karıncalanma ve ağrılara neden olan sinir problemi çoğunlukla mevcuttur. Ayrıca, bu hastalarda sinir sıkışmaları da çok sık görülür. Diyabetik hastalarda diyabetik polinöropati ile peroneal sinirin sıkışmasını birbirine karıştırmamak gerekir, çünkü çoğunlukla ikisi bir arada bulunur.
Peroneal sinir sıkışmasında ayak sırtının ve bacağın ön yan yüzünde duyu azalır ya da tamamen kaybolur, Fibula kemiğinin üst ucu hizasında lokal olarak hassasiyet de vardır.
Ayağın ve ayak başparmağının yukarı kaldırılmasında ve ayağın dış yana çevrilmesinde belirgin zayıflık ya da tam felç gelişebilir. Ağır sıkışmalarda ortaya çıkan bu felç durumuna “düşük ayak” adı verilir. Ayağın içe çevrilmesini sağlayan kaslar peroneal sinirden dal almadığı için ayağın içe çevrilmesi normaldir. Bu durum peroneal sinir felci ile siyatik sinir veya belde omurilikten çıktığı nokta olan sinir köklerinin sorunları arasında klinik olarak ayırıcı tanı yapmaya yardımcı olur.
Peroneal sinir sıkışması her yaşta görülebilir. Peroneal sinir sıkışması tanısı, hastanın öyküsüyle birlikte fizik muayenesi sonucunda konulan klinik bir tanıdır. Ayağın yukarı yönde hareket ettirilememesi en önemli bulgudur. Peroneal sinir sıkışması klinik tanısını doğrulayan ya da ayırıcı tanıda yardımcı olan bazı inceleme yöntemleri mevcuttur. Peroneal sinir sıkışmasının standart inceleme yöntemi, sinir ileti çalışmaları ve iğne elektromiyografisinden (EMG) oluşan elektrodiagnostik incelemelerdir. Bu incelemeler ile sinirlerin elektrik iletme gücü ölçülür, böylelikle sinirde bir sıkışma olup olmadığı ve varsa tam hangi seviyede sıkışma olduğu saptanır. Sinirin sıkışma seviyesinin belirlenmesi önemlidir, çünkü peroneal sinir sıkışması ile dallandığı ana sinir olan siyatik sinir sıkışması ile daha yukarılarda sinir kökü sıkışmaları çok benzer belirtiler verdiğinden sıkışmanın seviyesi belirlenmelidir, çünkü bu çeşit sıkışmaların tedavisi farklıdır.
Peroneal sinir sıkışmasında ayağı yukarı kaldıran kasların felci sonucunda gelişmiş olan düşük ayak. Sol ayak rahatlıkla yukarı kalkarken, sağ ayak kalkmamaktadır.
Sinir sıkışmasının diz bölgesinde olduğu kesin olarak saptanan hastaların bir kısmında klinik tablo kendiliğinden düzelir. Düzelmeyen olgularda cerrahi girişim gerekliliği vardır. Sinir diz dış yanında sıkıştığı tünel içinde serbestleştirilir ve bası yapan dokular gevşetilir. Ameliyattan sonra motor fonksiyon, yani hareket kabiliyeti % 90 olguda düzelir. Ameliyattan hemen sonra hastaların büyük bir çoğunluğunda belirtilerin tümü geçer ve hastalar belirgin olarak rahatlarlar. Düşük ayak gelişmişse düzelmesi birkaç ayı bulabilir. Bu süre içinde yürümeyi kolaylaştırmak amacıyla düşük ayak ateli kullanılır.